Hayatın İçinden: Sürpriz Bir Misafir

 İstanbul Rumeli Üniversitesi'nde Radyo, Televizyon ve Sinema öğrencisi 3 arkadaş ( 2.sınıfız ) olarak, +1 Anesteziciyi de ( o da öğrenci - 1.sınıf ) internet aracılığı ile yanımıza alıp toplamda 4 kişi eşyalı eve taşındık. Okulumuz Silivri'de. Tuttuğumuz kiralık ev ise, Silivri'ye otobüs ile 15 dakika mesafedeki Selimpaşa'da.


Selimpaşa'daki Odamın Penceresinden

  Okulumuzun yeni açılmış olması sebebi ile, öğrencilere kalacak yer bulma konusu, normalden biraz daha zor gerçekleşiyor. Nasıl desem, Silivri'nin barınma alt yapısı henüz yeterli değil. İlçe yeni yeni kabulleniyor öğrencileri. Sistem de ona göre yavaş yavaş oturacaktır elbet.
 Bu şartların getirdiği esas zorluk ise şu, talep bir anda çoğalınca, fiyatlar da epey yükselmiş. Öğrenciler gelmeden önce ortalama olarak 300 - 500 lira arasında olan kiralar, öğrencilerin gelmesi ile birlikte şu anda 800 - 1300 lira ortalamalarında.

  Fiyatların nasıl değiştiğine dair açıklamayı yaptıktan sonra Silivri için 'fırsatçılar diyarı' dersem, sanırım durumu çok iyi özetlemiş olurum.

 Herkesi ise bu duruma dahil edemem. Zira iyi niyetli insanlarımız da var, ama gel gör ki sayıları epey az. Öğrenciler üzerine dönen bir ilçe ekonomisinden pek de farklı bir şey beklenemezdi diyorum kendi kendime, zira ülkemizin çoğu yerinde de durum maalesef bu şekilde.

 Ev kiralamasından, bir mekana oturup yemek yemesine, genel olarak pahalı Silivri'de yaşam.

 Öğrencilerin olduğu her yer böyle pahalıdır zaten diyecekler için, şu açıklamayı yapmak isterim. Fiyat aralığı biraz da şehrin yaşam kalitesi ile ilgili olmalı. Örnek olarak, Antalya'ya yatay geçiş yapmayı düşündüm ve barınma ihtiyacım için birkaç kalacak yer araştırdım. Anladım ki, öğrenci olarak Antalya'da yaşamak, Silivri'de yaşamaktan daha ucuz ve çok daha iyi. Yani şunun altını çizmek istiyorum, etkinlik ve imkanlar anlamında Silivri, Antalya'nın aksine çok zayıf, ama fiyatlar ise tam tersi bir mükemmeliyet ahengi içinde epey pahalı.

 Kısıtlı imkanların ve yüksek fiyatların olduğu bir ortamda, Silivri'ye ilk defa gelenler biraz sıkıntı çekebiliyor. Okulun ilk günlerinde başımıza gelen olay da bu sebepler dolayısı ile yaşandı.

 Arkadaşım Mehmet ile okulun giriş katındaki lavaboya girdik. Ellerimizi yıkarken, yüzünü gözünü peçete ile silen yaşlı bir amca yanaştı bize.

 - Çocuklar Silivri ile ilgili ne kadar bilginiz var? Kızım için kiralık bir ev arıyorum. İlk sene annesi ile kalacak. Henüz uygun bir yer bulamadık.

 Bizde amcayı emlakçılara yönlendirdik. Çünkü Silivri'de piyasanın nabzını emlakçılar tutuyor. Eşyalı ve nezih evlerin çoğunluğu onların ellerinde, tabii bir kirayı da komisyon olarak alıyorlar ve bu da öğrenciler için işleri epey zorlaştıran faktörlerin başında geliyor.

 Biraz daha konuşunca anladık ki amcanın ve ailesinin Silivri'de ikinci günleriymiş ve hala uygun bir ev bulamamışlar. Tanıdıkları kimse de yok. İlk gece eşi ile kızı devlete ait bir kurumda kalmış ücret karşılığı, ama amca kalamıyor. Bu gece de yine aynı durumun söz konusu olduğunu söyleyince, biz de evimize davet ettik. İşler hallolana kadar gelip kalabilirsin diye de belirttik evin müsait olduğunu. Sonra da eşi ve kızı ile tanıştırdı bizi, amca ile telefon numaralarımızı alıp verdikten sonra akşam görüşmek üzere ayrıldık.

 Okuldan sonra eve geldik ve akşam saat yedi civarlarında da amca geldi. Gelirken de balık almış, mis gibi balık yaptı bize. Amca hayat tecrübesinin üzerine bir de Karadeniz'li olunca balıktan da anlıyor haliyle. Buradan tekrar ellerine sağlık demek istiyorum kendisine. Zira öğrenci evi için normal seviyenin üstünde yemekler bunlar. Sonra öğreniyoruz ki, emekliymiş zaten, memlekette de ufak ufak balıkçılık ile uğraşıyormuş. Eşi de emekliymiş. İki emekli insan, Ordu'dan Silivri'ye tek bir amaçla gelmişler, geleceğini inşa etmeye çalışan kızlarına yardımcı olmak. Bu amaç doğrultusunda da ona rahat edebileceği bir ev bulmak. Ama gel gör ki ev bulma konusu baya sıkıntılı ve görüyoruz ki amcayı da epey yıpratmış bu mesele. '' Bizim oralarda bu duruma düşen biri olacak ve insanlar ona idareten kalacak yer vermeyecek! '' diyor sitemkar bir tavırla. Ardından da ekliyor '' Allah razı olsun sizden. ''

 Biraz daha konuşunca şunu açıklıyor bize, meğer amca o lavaboya ağlamak için gelmiş, bir şeyleri olduramadığı için kendine kızmış ve gözyaşlarını tutamamış, ağlarken de eşi ile kızı görmesin diye lavaboya girmiş. Sonuç olarak kalacak uygun bir yer bulamamış kızına, kendisine de bu süreçte idareten kalacak bir yer bulamamış. Emekli olan bir baba, bilmediği, yardım alamadığı bir yerde...

 Böyledir yeni dünya düzeni, insanlar durduk yere birbirine destek olmaz, iyi davranmaz. Herkes kendi çıkarlarına bakar, mecbur kalmadıkça da çıkarı olmayan bir olaya dahil olmaz. Zor duruma düştüysen, geçmiş olsun. Bir de meşhur laf var ya hani, '' İnsanlar senin denizde boğuştuğun dalgalara bakmaz, gemiyi kıyıya getirip getiremediğine bakar. '' Bu lafı söyleyen zihniyetler yüzünden sen de bu hallere düştün amcacığım, hepsi insanlığın suçu aslında, hepsi bizim suçumuz...

 Diyemedim!!!

 Amca ile biraz daha sohbet ettik ve sonra duş aldı, birimizin odasını da hazırlamıştık zaten, geçti yattı. Sabah da kalkıp gitmiş, ev bulmak için. Sonra da haber verdi bize telefondan, okulun yakınlarında kendi şartlarına uygun bir ev bulmuşlar. Eşi ile kızı düzenini kuruyormuş nihayet.

 Düşününce olay ne kadar basit. Üniversite kazanan kızını, Silivri'ye yerleştirecek. Binlerce öğrenci ailesinin yaptığını, emekli amcamız da yapacak. Aslında her şey çok kolay şekilde hallolabilir. Ama insanlar olarak birbirimize o kadar çok zorluk çıkarıyoruz ki!!! Hem de öyle böyle değil, emekli bir babayı, ailesine mahcup edip lavabo köşesinde gizlice ağlatabilecek kadar! Beraber yaşamamızı  sağlayan sistemin çok eksiği var, bu doğru. İnsanları fazlasıyla mağdur eden bir sistem olduğu da aşikar. Ama sistemin temelinde yine insanlar, yani biz varız. Her şeyi olmasa da, bazı şeyleri birbirimiz için çok daha kolay hale getirebiliriz. Hayatı daha yaşanır kılabiliriz. Daha paylaşımcı, daha yardımsever olabiliriz.

 Eğer elimizi taşın altına koymayı öğrenemezsek, öğrenmek istemezsek, vicdanımızı görmezden gelmeye devam edersek, bizim babalarımız daha çoook ağlar!!!













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder