Kadınların Sessiz Yaşamları



Bayram tatilinde gerçekleşen düğünlerimiz sebebi ile bazı akrabalarımız bizde kaldı. Bu durumdan hareketle de farklı konuları konuşma şansı bulduk. Aslında farklı olarak nitelendirdiğim bu konular, maalesef ki ülkemiz ve dünya özelinde çok sıradan alışkanlıklar haline gelmiş durumdalar; ama biz kendi açımızdan pek konuşmamıştık ve bu sefer durum değişti, yaşadıklarımızı irdeledik.

 

Altmış yaşına yaklaşan yengem, gençliğinde yapılan tütün işlerinin uzun vadede hiçbir faydası olmadığını ve kırk sekiz yaşında şehre taşınarak bir fabrikada işe başlamak zorunda kaldığını anlattı. Esas sorun ise tarım ile uğraşılan yıllarda; tüm o zorlu işlerin herkesin emeği ile yapılmasına rağmen, paranın sadece bir kişinin eline geçmesi ve onun tarafından yönlendirilmesiydi. Yani aile reisi olarak öne çıkarılan erkek, yatırım olarak bir ev almıyor ya da en basitinden eşi için sigorta girişi bile yapmıyordu. Bahsettiğimiz zamanlar ise tarımın kıymetli olduğu ve büyük emekler sonucu kazanılan paralar ile gerçekten bir şeylerin yapılabildiği dönemler, yani bugünün aksine.

 

Bu tarz bir yaşanmışlık beni epey düşündürdü ve çevremdeki evliliklere baktım. Açıkçası istisnalar dışında durum hep böyleydi, erkeklerin kararları ve sonuçlara katlanmak zorunda olan kadınlar! Şartlar dahilinde yeni bir şey söyleyemediğimin de farkındayım; ama bazı yaşananların adını sürekli olarak koymak lazım diye düşünüyorum. Zira ne kadar bahsedersek, birileri için iyi anlamda değişimler de o kadar mümkün olacaktır. Mesela kadının, birey olamayışındaki sıkıntılı durumunu derinlemesine düşünürken, Kafa Dergisinin bu ayki sayısında bir yazı okudum. Ayça Derin Karabulut, Dünyanın En Cesur Kızı Malala başlıklı güzel bir yazı yazmış ve Pakistan’da yaşanan haksızlıklara değinmiş.

 

‘’Taliban, Svat Vadisi’ni 2007’nin sonlarında ele geçirip, 2009 yılında Pakistan ordusu tarafından uzaklaştırılıncaya kadar bölgeyi yönettiği süreçte kadınların politik, ekonomik ve sosyal aktivitelerini engelledi. Yüzlerce okul yok oldu. Kızlar okula gitmekten alıkonuldu, kadınlar peçe giymeye zorlandı ve markete bile gitmeleri yasaklandı. Malala, tüm bunlara sessiz kalmayan insanlardan biriydi.’’

  

Dergideki yazıdan yaptığım bu alıntının devamında, Malala’nın sesini dünyaya duyurması ve akabinde ise militanlar tarafından kafasından vurulması anlatılıyor. Lakin tüm bu nefrete rağmen Malala’nın yaktığı ateş büyüyor ve Pakistan’da halk, iki milyondan fazla imza toplayarak zorunlu ve ücretsiz eğitim kanun tasarısını mecliste onaylatıyor. Mucizevi şekilde kurtulan Malala ise bu kutsal yoldaki çalışmaları sebebi ile 2014’te Nobel Barış Ödülü’ne layık görülüyor. İsteyenler Ayça Derin Karabulut’un ilham veren yazısının tamamını Kafa Dergisi’nden okuyabilirler.  


Benim ise karmaşık düşüncelerim ve dergide okuduklarım sonucunda aklımda yine tek bir soru var, dünyanın kadınlar ile sorunu ne? Ya da bu dünyayı kuran erkeklerin, kadınlar ile sorunları neler? Düşününce; erkek çocuklarına Yiğit, Onur gibi isimler konuluyor ve kız çocuklarına ise Melek, Duygu gibi anlam olarak daha hissi isimler. Bu bile bir farkı çağrıştırıyor aslında. İş yerinde eşitsizlik, erkeğin daha yönetici pozisyondaki üniversite bölümlerine yönlendirilmesi ve bunun gibi pek çok olumsuz detay! Şahsen ise erkek kararlarının sıkıntılı sonuçlarının hissedildiği bir ailede yetişmiş ‘erkek evlat’ olarak, herhangi bir kişinin öne çıkarılmasından ziyade makul olanın yerini bulabilmesini temenni ediyorum. Kadın ya da erkek olmasına bakılmaksızın, elini taşın altına koyan, karşılığını alabilmeli. Zaten hiçbirimiz mükemmel değiliz ama bir yerlerden başlamak her zaman mümkün ve biz neden daha adil olmayalım? Neden mantıklı olanı görmezden gelelim? Neden Malala gibi bir iyilik zincirini başlatıp, çevremizdeki anlamsızlıklara dur demeyelim?


Her şey bir yana, peki ya tam tersi olsaydı? Erkekler olarak, sürekli sindirilseydik ve güvensiz bir hayata maruz kalsaydık! Haklı olduğumuz halde sıkıntılara katlansaydık ve bu kısır döngü bir ömür boyunca devam etseydi?

 

Toplumsal Cinsiyet Kavramları - YouTube

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder