DERDİMİZ SİNEMA: PAHALI BİLETLER VE TEZATLAR

İçinde bulunduğumuz sistemin, alışamadığımız zorluklarıyla ilgili bir yazıya daha merhaba!

Derdimiz ise sinema, evet film biletleri, evet gittikçe saçmalıyorlar...

SAHİ NEYDİ SİNEMA?

Geçtiğimiz hafta Manisa'ya arkadaşımla görüşmeye gittim ve etkinliklerimizden biri de sinema oldu, ki ben epeydir film izlemeye gitmiyordum ve bu durumu telafi etmem gerektiğini de içten içe hissediyordum.

Neyse, filmimizi seçtikten sonra gişeye geçtik ve bir de baktık ki bir bilet olmuş 200 TL! Merak edip öğrenci fiyatını sordum ve o da 175 liraymış, ne indirim ama!

Yani yemektir, tatlıdır, bu tarz şeyler de pahalı biliyorum ama sinema tam olarak öyle bir şey değil diye düşünüyorum. Ayrıca da yemek sektöründe Netflix ya da BluTV gibi rakipleriniz yok; yani çok uygun bir fiyata tüm ay yemek ya da tatlı tüketemiyorsunuz, harici olarak da onlar (Gıda) daha temel ihtiyaçtır.

Netice olarak ise sahi neydi sinema demek diyorum? Sanırım sinema da sevgi gibi en başta emekti... Ama içinde yaşamak zorunda bırakıldığımız sistem, emeğin en büyük düşmanı olabilir mi? Zira düşük bütçeli filmlerin bu sistemde hiç şansı kalmıyor da! 

SİNEMA SEKTÖRÜNDE BÜYÜK TEZATLAR

Uzun zaman sonra sinemaya giden ve salonda film kültürünü ciddi anlamda özleyen iki arkadaş olarak, neden Netflix gibi platformlara uygun fiyatla üye olup, sinemadaki bir bilet parasından daha ucuza tüm ay boyunca bir şeyler izlemeyelim ki diye düşündük! Yani sektörün büyüklerinin amacı nedir, dünya son birkaç yılda epey değişti ve artık film ile dizi izlemek için pek çok farklı platform var... 

Tüm bunların haricindeyse belirledikleri bilet fiyatları o kadar çok soruna sebep oluyor ki... Mesela sinemaya gittik ve film seçeceğiz ama bilet olmuş 200 TL! Yani film seçimi de çok kritik bir hale geliyor ve düşük bütçeli (Çok fazla reklam yapamamış ya da başrolü ünlü olmayan) filmler direkt olarak eleniyor! Zira verdiğim paranın karşılığında iyi vakit geçirme garantisini arıyorum, ayrıca ülke ekonomisini de düşününce bilinçaltımın böyle çalışması da çok normal tabii!

Peki bu sistemin uzun vadede sinemayı bitirmekten başka ne getirisi olabilir? Örneğin 18 yaşımdayken (2015 - Öğrenciyim) tek başıma film izlemeye gider ve sinemada farklı bir dünyayı keşfederek ruh halimi değiştirirdim; çünkü o zamanlardaki hayatım epey sıkıcıydı ve kendimce böyle bir çıkış yolu bulmuş, çok da faydasını görmüştüm. 

Ya bugün? 

18 yaşındaki bir genç, düzenli şekilde sinemaya gidebilir mi? KESİNLİKLE HAYIR! Çünkü biz çalışan insanlar dahi, bilet parasından çok rahatsız oluyoruz... 18 yaşında henüz hayatına yön verememiş ya da 40 yaşında asgari ücretle yaşayan biri, sinemaya nasıl gidecek veya ortalama bir maaşı olan kişi, ailesiyle nasıl böyle bir etkinlik gerçekleştirecek?

BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜN OLMALI

Sinema kültürünün devam etmesi için bir şeyler kesinlikle değişmeli! En basitinden, Netflix gibi bir abonelik sistemi gelmeli ve ay boyunca makul bir üyelik ücreti karşılığında sinema salonlarına gidebilmeliyiz. Ki burada patlamış mısır fiyatları gibi detaylardan bahsetmiyorum bile, onlar istediği gibi devam etsin ve bir tercihten ibaret olsun ama filme gidebilmek genel olarak daha mümkün olmalı! 

Bunun dışındaysa arz talep dengesini gözetmek için çok lüks sinema salonları yine olsun tabii, durumu iyi olan kişi parasını versin ve ona göre bir hizmet alsın ama ortalama bir hayat için bu şartlar çok büyük bir tezat!

SİNEMA TARİHİMİZDEKİ EN ÇOK İZLENEN 10 FİLM, 

ASLINDA HER ŞEYİ ANLATIYOR OLABİLİR

Son olarak da sektörün halihazırda izleyiciye sunduğu sıkıntılarını, en çok izlenen filmlerimizin yapım yılları üzerinden de okuyabiliriz.

1 - Recep İvedik 5 (2017)

2 - Recep İvedik 4 (2014)

3 - Düğün Dernek (2013)

4 - Fetih 1453 (2012)

5 - Müslüm (2018)

6 - Düğün Dernek 2 (2015)

7 - Ayla (2017)

8 - Bergen (2022)

9 - Yedinci Koğuştaki Mucize (2019)

10 - Aile Arasında (2017)

Sinema tarihimizdeki en çok izlenen ilk 10 film arasında sadece Bergen, son dönemin (2022) yapımı olarak yer alabilmiş. Diğer 9 film ise en az beş sene ve daha önceki dönemlerde vizyona girmiş! 

Halbuki pandemiyle birlikte sinemaya özlem de artmıştı ama büyük şirketlerin pahalı bilet politikası, maalesef süreci çok olumsuz etkiliyor... 

Not: Büyük şirketlerin, sektörü ve insanları nasıl manipüle edebildiğini görmek isterseniz, gerçek bir hikâyeden uyarlanan Tucker: The Man and His Dream (1988) adlı filmi izleyebilirsiniz.


Filmlerle ve hikâyelerle kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder