‘’ Bir merdivenin üzerine basılmaktan
yeterince çukurlaşmamış basamağı, basamağın kendi açısından, ıssız çatılmış bir
tahta parçasıdır yalnız.’’
- Franz Kafka
Kitabı pencerenin yanına bıraktı ve camdaki
yağmur damlalarını seyretmeye koyuldu. Böyle günlerde daha çok sorgulardı
nedense. Sorgulamak, onun şimdi olduğu yerden ziyade, olmak istediği yerlere
ait çözümlemelerdi. Nerede olmak ve ne şekilde olmak? Uzun zamandır cevaplarını
veremediği bu sorularla arasında çıkan kavganın galibi zaten belliydi. İnsanın
bu sorulara cevap verebilmesi için, önce kendini yenmesi gerekirdi.
Aniden çalan telefon bu düşünce kargaşasına
son verdi. İşe gitmesi gerektiğini hatırladı. ‘’ İş! ’’ diye düşündü. Bir türlü
sevemediği ama aynı şekilde bir türlü kopamadığı o muhteşem kariyeri. Telefonun
öteki ucundaki ses ‘’ niye cevap vermiyorsun? ‘’ diye bağırınca kendine geldi.
‘’ Yarım saate geliyorum Handan Hanım ‘’ diyerek cevap verdi, zorla ve kibarca.
Her gün yaptığı hazırlık ritüellerinden sonra evden çıktı ve aynı şekilde her
gün kullandığı servisi bindi. Yağmurdan olsa gerek, bugün her zamankinden daha
zordu. Her şeye rağmen on dakikalık yola ne düşler sığacaktı birazdan. Ama
esasında bu da onun ritüeli sayılırdı. Yılların birikmiş hayal kırıklıkları tam
da bu yağmurlu günde, yağmurla birlik olup üzerine yağmaya karar vermişlerdi
sanki. Normalden çok daha fazlaydı bu sorgulama. Biraz başını bile ağrıtmıştı.
Derin bir nefes aldı ve düşüncelerinden kurtulmak için çantasından çıkardığı
kitabın rastgele bir sayfasını açtı.
‘’
Cennette yaşamak üzere yaratılmıştık ve Cennet bize hizmet etmek için
düzenlenmişti. Sonra yazgımız değiştirildi. Cennet’in yazgısında da bir
değişiklik oldu mu, bu hiçbir yerde belirtilmiyor. ‘’
- Franz Kafka
Bu cümleler, bu sorgulama… Öylesine iyi
gelmişti ki ona, bir anda yalnız olmadığını hissetti. Belki çok azdı sayıları
ama nihayetinde hayatı sorgulayan başkaları da vardı. Çok içerden, en
derinlerden tanıdık bir ses yapması gerekeni söyledi. Yıllardır hiç direnemeden
mağlup olduğu bir kavga vardı ya hani, işte tam da şimdi…
Bu kavgaya, bu anlamsızlığa son verecekti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder