Zamanında epey günlük tutmuş biri olarak; uzun zaman sonra yazmak istedim yeniden, tabii Corona Virüs sebepli evde olmam da bu duruma yol açmış olabilir.
Gece uyumadım yine. Kitaplar, diziler ve kardeş ile içilen bol sohbetli kahveler...
The English Game ve La Casa de Papel'den sonra virüs sebepli tatildeki üçüncü dizim olan Marco Polo'ya başlamış durumdayım. Açıkçası hepsini de tavsiye ederim bu yazıyı okuyanlara, zira kendi özelinde gayet iyi diziler ve hikayeleri de hissedilmeye değer. Lakin bu anlamda benim için en ama en iyisi Marco Polo oluyor, çünkü atmosfer olarak da hep deneyimlemek istediğim yerler, yani zamanda yolculuk yapabilseydim birkaç imparatorluk benim için durak noktası olurdu.
![]() |
Marco Polo |
Annem ise sabah namazına kalktı. Namazdan sonra uzunca ettiği duaların aksine kısaca yorumladı 'bizim pencereden' birkaç farklı hayatı. Komşunun oğlu da ben gibi yatmıyormuş geceleri! Ayrıca da bizim manavlardan biri araba kullanmayı bilmiyormuş, babam yardımcı oluyormuş adama! Derken babam da iş için kalktı ve hızlıca hazırlanıp çıktı. Annem ise tekrar uyudu.
Detaylarım...
Üniversite üçüncü sınıfta olan ben; virüs sebepli dönemi kapatmak zorunda kaldım, en azından fiilen. Uzaktan eğitim ile geçiyor hafta içim. Bu durum okulu aratmıyor değil ama bilirsiniz, sağlık için tüm dengeler değişir. Rumeli Üniversitesi Uygulama Radyosu ve Radyo Başakşehir olmak üzere iki ayrı radyoda spor programları yapmaya başlamıştım bu dönemde. Ayrıca da bir belgesel projem vardı, ki bence muazzamdı...Bunların hepsi an itibarı ile rafa kalkmış durumda! Umarım kısa süreli olur bu rafa kaldırmalar, hepimiz için.
Bazen Olur Öyle |
Tüm bunların dışında ise güzel sürprizler de olmuyor değil hani. Çok yakın bir arkadaşım aşık olmuş, hem de yıllar sonra!!! Bu bayağı şaşırtıcıydı bizim için :) Gerçi aşkı ile ilgili imkansız gibisinden bir şeyler söyledi ama hayatın formülü bambaşka, zira muhteşem bir oyun olan satrançtaki gibi dengelerin değişmesi ile beslenir kendileri. Bu yüzden umutsuz olmamak lazım, özellikle de yıllar sonra kapın çalıyorsa.
Hayatların ağırlıklı olarak evlerde geçirildiği bu dönem, benim hakkımda 10 soru cevapla tarzındaki internet sitelerini de tekrar popülerleştirdi galiba. Şeyma diye bir arkadaşım, benim de olaya dahil olmama sebep oldu. En son lise yıllarımda kullanmıştım böyle bir uygulamayı ve o dönemde de epey popülerdi bu tarz işler. Açıkçası biraz da heyecanlandırmıyor değildi, yani lisedesin sonuçta.
Tüm bunların dışında ise günler birbirini takip ediyor ve ben mecbur kalmadıkça evden çıkmıyorum. Zaten mavilikleri çok seven kendine has ruhum, eve kapanma dönemi ile birlikte iyice sahil hayalleri kurmaya başladı yine. Çeşme, Fethiye, Ayvalık...Bu isimler bile bir şekilde içimi mavi ile doldurmaya yetiyor. Ne diyebilirim ki?
![]() |
Çeşme'den |
![]() |
Burhaniye'den |
Yaşanan bu zorlu dönemden yegane beklentim ise; en azından eve kapananlar olarak her anlamda kişisel eksikliklerimizi tamamlamamız, tabii en başta iç sesimizle konuşmamız lazım. :) Kendilerini anlayıp, dediklerine iyi anlamda karşılık verebilirsek, hayat nasıl da güzelleşiyor! Şu zor dönem hızlıca bitsin ve hayatın ağırlığını tartma şansı bulanlar, bundan sonra yapacakları konusunda iç sesi ile bir olsun!
![]() |
Bana ve İç Sesime Başarılar (: |